7 Ocak 2012 Cumartesi

Aylak Adam


"Yoksa her şey ben olmadığım zaman, benim olmadığım yerde mi oluyordu?" S.13

"Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen biri değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapılacağı umulur. Ama beş - on dakikada ölüyor. Sokak, sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar,eritiyorlar." S.19 

" - Ne o, yoksa kız mısın?                                                                                              Önce şaştı. "Ah bu kadarı fazla..." içinden yıkıcı, acı verici bir deprem başladı. Dönüp baktı. Şu yakışıklı erkek işte buydu. Artık tanıyordu onu. Şiirlerin, kitaplardan kapma büyük sözlerin yapma süsünden sıyrılmış: beylik yargılarla dolu, bayağı. Böyleleri için en önemlisi kızlıktı. Oysa B.'nin ona vermek istediği şeyin yanında kızlık neydi ki?" S.34

"Kadınların neden evlendiklerini anlayabiliyordum: yalnız kalabilmek için." S.36

"Her zaman, önünden yürüyen kadının yüzünü görmeden, güzel olup olmadığını karşıdan gelen erkeklerin gözlerinden anlardı." S.50

 "Dayan yiye yiye bu şehirde yaşamayı öğrenecekti. Hep tetikte olacaktı. Yasaktı dalgınlık. Daldı mı, büyük şehir insanı kornalar, çanlar. küfürler. gıcırtılar, çarpmalarla kendine getiriyordu." S.63

 "Böyle giderse bu masa sevgilerinin kutsal yeri olacaktı. Bir yerleri olması kötüydü. Sonra insan kendinin değil, o yerin isteğine uygun yaşamaya başlardı." S.71

"Nasıl kolayca söyleyiveriyorlar bunu. Sevmek!Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi ayrı dili konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?" S.73

"Eskiden, aralarındaki suskunluk uzadıkça bir şeyler bulup söylemek gereğinin verdiği tedirginliği duymadı." S.80

"Dünya'da gereğinden çok kadın vardı ama, yalnız bir teki yoktu." S.97

"Ya insanlar? Onların yaşamasında her şey ayrıntı. Önemli olan yemek yemek değil, yenecek yemeğin çeşididir;  giysi değil, giysinin çeşididir. Günlerin adı bile... Belli günlerde belli yaşamaları vardır." S102 
"Belki de insanlar kendi kendilerini düşünmek, hayaller kurmak için yeteri kadar yalnız kalamadıklarından anlayışsız oluyorlardı." S.106

"İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim, olmak istedikleri, olamadıkları kişiyi anlatırlar." S.126

"Gerçek olan içimdeki bu boşluk mu? Değil! Bir şey var, ama eksile eksile var." S.129

"İnsanlar haksızken daha çok bağırırlar." S.134

"Dünya'da hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz.Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaydaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğe tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır." S.150

"Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye omdan bahsetmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı." S.157          




MusicPlaylistView Profile
Create a playlist at MixPod.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder